Ölüdeniz (Dead Sea)
Ölüdeniz, Muğla ilinin Fethiye ilçesine bağlı bir beldedir. Ölüdeniz kumsalı yüzde seksen iki oyla 2006 yılında dünyanın en güzel kumsalı seçilmiştir.
Belde, turizm açısından oldukça gelişmiştir. Likyalılarda ışık ve güneş diyarı, Ortaçağ'da "Uzak Diyar" olarak tanınır, Anadolu'nun güneybatısında yer alan Teke Yarımadası'da bulunur. Türkiye'de bulunan deniz kulağı (lagün) oluşumlarından biridir.
Ölüdeniz, adı gibi durgun bir göl niteliğindedir. En fırtınalı günlerde Belceğiz kıyıları dalgalarla boğuşurken, Ölüdeniz'de sadece çırpıntılar meydana gelir.
Ancak durgun gibi gözüken Ölüdeniz, gözle görünmeyen üç nedenle kendini hemen her gün yenilemektedir. Bunlardan ilki, Ölüdeniz'de mevcut yoğun kaynak suyu çıkışları, dipte içeriden açıkdenize doğru bir akıntı yaratmaktadır. İkincisi, bu kaynak sularının yarattığı tuz farkından dolayı açıkdenizden içeriye ve dışarıya devamlı bir sirkülasyon oluşmasıdır. Üçüncüsü ise gel-git etkisi ile iki-üç günde bir deniz ortalama yarım metre yükselir ve alçalır. Bu da büyük miktarda deniz suyu giriş ve çıkışı sağlamaktadır.
Kelebekler Vadisi
1995'de 1. derecede doğal SİT ilan edilen ve her türlü yapılaşmaya kapatılan kayalık ve çamlık vadide milyarlarca kelebeğin kayalarda, ağaçların gövdelerinde ve yapraklarında bulunup etrafı sarmasından dolayı bu ismi almıştır.
Vadiye ulaşım Ölüdeniz'deki sahilden kalkan teknelerle sağlanır.
Yamaç Paraşütü
1975 metre yükseliğindeki Babadağ’dan deneyimli bir pilot eşliğinde başlayan serüven 30-40 dakikalık bir uçuştan sonra Belcekız Plajında tamamlanmaktadır. 1700 metre yükseklikteki uçuş noktasına ciplerle gidilmektedir. 25 km’lik toprak ve engebeli yol 50 dakika sürer.
1700 metrede rüzgar yeterli değilse, 1900 metreye çıkılır. Tulum ve kasklar takılarak, pilota ve paraşüte bağlı harness (oturak)a oturulur, pilotun paraşütü çekmesiyle paraşütler şişer, birkaç adımlık koşuyla açılıp yükselidir ve uçmaya başlanır.
Ölüdeniz Efsanesi
Açıkdenizden Belcekız kıyılarına bakıldığında Ölüdeniz’i görmek mümkün değildir. Ölüdeniz’e kıyıya iyice yaklaşıldığında 90 derecelik bir açı yapan kısa kanaldan girilir.
Çünkü hiç fırtına görmemiş doğal bir koy olan Ölüdeniz’den haberdardır. Ancak gemi kıyıya yaklaştıkça sığınacak bir liman göremeyen Kral, kavminin son kalanlarını da felakete götüren bu emri kim verdiyse kellesinin uçurulması emrini verir. Emir yerine getirilir. Ancak bu arada gemi kıyıya yaklaşmış ve kanala girilmek üzeredir. Ölüdeniz bütün asudeliği ile onları beklemektedir. Kral ve kavminin son kalanları ve onları taşıyan gemi kurtulur ama kralın oğlu ölmüştür. Bu nedenle o zamandan bu güne bu limana Ölüdeniz denilmektedir.
Tutuştukları deniz savaşında Lidya Kralı’na yenik düşen Likya Kralı, yaralılarını ve geriye kalan yaşlı, çocuk, kadın, erkek ve gençlerini yelkenli gemisine doldurur ve dost bir kıyı kentine giderken Belceğiz açıklarında şiddetli bir fırtınaya yakalanır. Sığınacak bir liman ararlarken kralın oğlu, geminin yönünü Belceğiz kıyılarına çevirtir.
Yorumlar
Yorum Gönder